Yankuncu - Selimiye Camii
   
  Yankuncu
  Selimiye Camii
 
 
 

SELİMİYE CAMİİ
Selimiye Cami, II. Selim’in emriyle Mimar Sinan tarafından Kıbrıs’ın fethinden elde edilen ganimetlerle Edirne’nin en yüksek noktası olan eski sarayın baltacılar koğuşunun bulunduğu yere yapılmıştır. 1568 yılında yapımına başlanan cami, 1574 yılında tamamlanmış ve Osmanlı – Türk mimarisinin en büyük eseri olmuştur.

Üçer şerefeli dört adet minaresi vardır. Açık havalarda Rodop Dağları’ndan ve Uzunköprü’nün Süleymaniye Köyü’nden görülebilen bu yapı için Mimar Sinan “ustalığımın eseri” demiştir. Bugün ise bu büyük eser ziyaretçi akınına uğramaktadır.




SELİMİYE CAMİİ HAKKINDA BİLGİ

Selimiye’de daha önceki hiç bir camide, Ayasofya ve Bizans eserinde ve Antik Çağ mabetlerinde görülmeyen bir teknik uygulanmıştır. Daha önceki kubbeli yapılarda, asıl kubbe kademeli yarım kubbelerin üzerinde yükselmesine rağmen, Selimiye Cami tek bir kubbeyle örtülmüştür. Bu şekilde örtüldüğü iç mekana verdiği genişlik ve ferahlıkla birlikte mekanın bir bakışta kolayca anlaşılmasını sağlar. Kubbe aynı zamanda caminin dış görünüşü de belirler. Minarelerin kubbeye yakın olması, camiyi göğe doğru uzanıyormuş hissi uyandırır. Selimiye’nin mermer, çini ve hat işçilikleri de bu kadar ünlü olmasında etkilidir. Caminin içi İznik çinileri ile bezelidir. Yapının, kuzeye, güneye ve avluya açılan üç kapısı bulunur. İç avlu, revaklar ve kubbelerle süslenmiştir. Avlunun ortasında mermerden bir şadırvan vardır. Dış avluda ise Sıbyan Mektebi, Darül Kurra, Darül Hadis, medrese ve imaret bulunur. Sıbyan Mektebi günümüzde çocuk kütüphanesi, medrese ise müze olarak kullanılmaktadır.

SELİMİYE CAMİİ HİKAYESİ

Mimar Sinan, caminin yapılacağı alanın üzerine bütün taş malzemeyi koyup yaklaşık iki sene temelin iyice oturmasını amaçlayarak beklemiş. Böylece iş bittikten sonra oluşacak olan çatlama ve kaymaların önüne geçilmiş. Daha sonra temel atıldığında da iş çok yavaş ilerlemiş. Rivayete göre Mimar Sinan temeli attıktan sonra bir gün ortadan yok olmuş. Tüm aramalara rağmen bulunamamış. Tam sekiz yıl geçtikten sonra geri dönerek inşaata devam edilmesini buyurmuş.

Mimarın döndüğünü öğrenen II. Selim ise çok sinirlenip hemen yanına çağırtmış. Mimar Sinan’ın anlatmasını istediği sırada hazır olmasını buyurduğu celladın eli kılıcının kabzasında bekliyormuş. Mimar gayet soğukkanlı bir şekilde “Hesaplarıma göre sekiz yıl beklemek gerekiyordu” demiş. Selim bu cevabın üzerine söyleyecek söz bulamamış ve cellada dur emri vermiş.
Bir diğer hikaye de caminin yapımından sonra yayılmış. Mimar Sinan usta ekibiyle beraber caminin kontrollerini yapmaya gitmiş. O sırada oradan geçen küçük bir çocuk minarelere dikkatlice bakmış. Mimar, çocuğun yanına gidip caminin nasıl olduğunu sormuş. Çocuk bir minareyi gösterip “Bu biraz yamuk” demiş. Sinan da hemen bir ustayı çağırıp çocuğun gösterdiği minareye çıkıp bir ip bağlamasını ve ipi sonra aşağıya sarkıtmasını söylemiş. Usta sebebini anlayamasa da emri veren Mimar Sinan olduğu için hemen yerine getirmiş. Sarkıtılan ip diğer çalışanlar tarafından tüm güçleriyle çekilmiş. Çocuk “Şimdi düzeldi” dediği zaman ipi çekenler de durmuş. Çocuk yoluna devam ederken çalışanlar gelerek minarenin zaten düz olduğunu, iple çekerek düzelemeyeceğini söylemişler. Mimar Sinan da bunun üzerine “Minarenin düz olduğunu biliyorum. Ancak bir çocuğun bile camide yanlışlık olduğunu düşünmesini istemiyorum” demiş. Gelen cevaba ise herkes hayranlık duymuş.

SELİMİYE CAMİİ ÖZELLİKLERİ

Selimiye Cami tam anlamıyla bir mimarlık harikasıdır. Yapıldığı dönemdeki en büyük kubbe Ayasofya’ya aitken Mimar Sinan bunu bir metre daha genişletmiş ve kubbesi 31.5 metre olan Selimiye’yi yapmıştır. Cami gevşek bir zemin üzerine inşa edildiği halde aradan geçen yüzyıllara rağmen bir çatlak dahi oluşmamıştır. Bunun sebebi ise minarelerin çok daha gelişmiş bir raylı sistem mekanizması üzerine oturtulmuş olması ve her yöne beş derecelik açıyla yatabilmesidir.
Caminin en büyük özelliği ise Edirne’nin her tarafından görünüyor olması. Caminin dört köşesinde her biri üç şerefeli 380 santimetre çapındaki minareler 70.89 metre yüksekliğindedir. Minarelerin alem dahil yükseklikleri bazı kaynaklara göre yaklaşık 84.5 metredir.

SELİMİYE CAMİİ TERS LALE

Gidenler bilir; Selimiye Cami müezzin mahfilinin mermer ayaklarından birinin altında küçük ve ters bir lale motifi vardır. Bunun hikayesi ise şöyle… Cami yapılacağı zaman burası bir lale bahçesiymiş. Bahçenin sahibi de arsasını satmak istememiş ve ikna etmek zaman almış. En sonunda yapılmasına izin vermiş ancak bir şartla: caminin yerinde eskiden lale bahçesi olduğunu belirtmesi için bir lale motifi olması. Bu da kabul edilmiş ve cami yapıldıktan sonra müezzin mahfilinin ayaklarından birinin iç kısmına küçük bir lale motifi işlenmiş. Ancak ters. Bunun sebebi ise bahçesini satmak istemeyen kişinin ters olduğuna gönderme yapmakmış.



 

SELİMİYE CAMİİ SIRLARI

Mimar Sinan tarafından yapılan Selimiye Camii sırları pek çok manevi sırrı sembolize ediyor. Caminin tek kubbesi Allah’ın tek oluşunu, pencerelerinin beş kademeli oluşu İslam’ın beş şartını, vaaz kürsülerinin dört tane oluşu dört mezhebi, pencerelerinin 99 tane oluşu Allah’ın 99 ismini, arka minarelerinde altı yolun olması imanın altı şartını, mabedin bütün külliyesinde 32 kapının oluşu İslam’ın otuz iki farzını ve caminin minarelerinde 12 şerefenin oluşu da yaptıran Osmanlı Devleti’nin 12. padişahını sembolize etmekteymiş.

SELİMİYE CAMİİ İÇİ

Selimiye Cami içi dediğimizde çini, hat ve mermer işçilikleri akla geliyor. Yapının içi İznik Çinileri ile dolu. Büyük kubbenin tam altında bulunan hünkar mahfili, iki metre yüksekliktedir ve on iki sütunludur. Ancak çinilerin bir kısmı 1877-78 yılları arasındaki Osmanlı-Rus savaşında, Rus Generali olan Mihail Skobelev tarafından Moskova’ya götürülmüştür.

SELİMİYE CAMİİ ADRES

Adres: Selimiye Cami Meydan 2200 – Merkez / Edirne

SELİMİYE CAMİİ ULAŞIM

Selimiye Camii’ne gitmek için ilk yapmanız gereken Edirne’ye ulaşmaktır. İstanbul’dan Edirne’ye hem D-100 karayoluyla hem de TEM otoyolunu kullanarak varabilirsiniz. Bu mesafe yaklaşık 238 kilometredir ve iki buçuk saat sürmektedir.

ÜÇ ŞEREFELİ CAMİ

Edirne’deki Osmanlı Dönemi’nden kalan bir başka cami de Üç Şerefeli Cami’dir. Kimin yaptırdığı ve tarihi bilgileri tartışmalı olsa da tahminler 1410-1437 yılları arasında yapıldığı yönündedir. Daha önce inşa edilen camilerden ayrı olarak geniş bir şadırvan avlusuna sahiptir. Orta kubbesi yüksek ve geniştir. Caminin dört minaresi avlunun dört köşesinde bulunur. Cami adını, bu minarelerden en yüksek ve üç şerefeli olanından almıştır. Bu şerefelerin her birine farklı merdivenle çıkılır.

 
 

SELİMİYE CAMİ İSTANBUL

Selimiye Cami İstanbul’da da mevcuttur ve halk arasında Selimiye Cami olarak anılsa da aslında İstanbul’dakinin adı Büyük Selimiye Cami’dir. Barok ve Osmanlı mimarisiyle inşa edilen bu cami III. Selim emriyle yapılmıştır ve Üsküdar semtinde bulunmaktadır. Bu caminin mimarı bilinmemekle beraber 1805 yılında ibadete açılmıştır. Konum olarak Selimiye Kışlası’na yakındır. Thomas Allom camiyi 1839 yılındaki gravüründe resmetmiştir. Caminin hünkar kasrı ise bugün hala İbrahim Hakkı Konyalı kütüphanesi olarak hizmet vermektedir.








 

 

 
   
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol